SOSYAL GERÇEKLER
SOSYAL GERÇEKLER Yaşamaktır bilmektir dünyada tüm olup bitenleri Dayanışma değilmidir bunların da en güzelleri
Sen bilirmisin sosyal aktivitenin nedenlerini
İnsanlığı hiç görmemiş olanları ne söylemeli
Çok gördüm sosyal aktivite için deyim diyenleri
Acımadan çıkarı için birbirini yiyenleri
Şayet yoksa çıkarı selamı kelamı kesenleri Alkış tutmayalım arkadaşlar bizler böyleleri
Kendi canımız kanımızla biz besliyoruz onları
Eme eme bitirdiler bizdeki olan tüm kanları
Sanmayın o kişilerin yoktur bu işten hiç karları Uyanın arkadaşlar biz alkış tutmayalım bunları
Seçimlerden seçimlere aranıp hal hatır sorulan Adeta sağımlıkmış gibi görülüp bol bol sağılan Şu toplumsal yaraların hiç ama hiçte sarılmayan
Siz değil bizleriz o yüzde 4 lük zamla kandırılan
Nerede aylıklarımız yetmiyor diye bağıranlar Kendi çıkarını gelen yasayı hemen çıkaranlar
Fukara sofrasında görünmek için iftar açanlar
Demek ki görmüyorlar bizi üç kuruş zamdan kaçanlar
Her zaman bir başka olur şu hazanın soğuk havası
Fukara yağsız susuz kaldı yandı ocakta tavası
Yetkililerimiz gösteriyor bir bahar manzarası Milletimiz kan kanseri oldu yomu bunun devası
Şaşmamak elde’mi memleketin adalet düzenine
Açında gözünüzü bakın emeklilik sistemine Anlam veremedim çalışandan kesilen kesintiye Düşünmemek elde mi acaba bizlerde kimiz diye
Tüm bağ kur emeklisinin kanayan yarası bu durum Durmayın arkadaşlar şu bağ kurluya sizlerde vurun Suç bağ kurdan emekli olmaksa aylık verme durdurun
Zaten verilen yetmiyor biz duralım sizler buyurun
Biz emekliler zaten alıştık az ile yetinmeye Çok özen gösteriyoruz sizleri sefil etmemeye
Pazara dahi hiç çıkamıyoruz gezip de görmeye
Ne zaman geleceksiniz ki bizleri defin etmeye
Lütfen gecikmesin şu dünyada bizim definlerimiz
Belki bir daha da sizleri asla seçmeye biliriz
Aç olarak ölürsek hakkımızı hiç helal etmeyiz Bu size helal yine gelin buyurun asla demeyiz
Nasılsa hiç durmadan çiseliyor o zam yağmurları
Açlıkla kuruyacak milletin damarında kanları Kendi havuzuna akıyor bunca nehir ‘in suları Nasıl görsün ki fukaranın aç ve susuz olanını
Sanıyorum kaderin oyunudur bu düzen bizleri Gün gelecek inanmayacak bu toplum asla sizleri Bizleri değil aldatıyorlar onlar kendilerini
Nasıl sormam ben başka iş yapacak kişi yok mu diye
Ne kadarda sıcak koltuk bırakamaz unu oturan Her gelen kişi gitmesini bile unutuyor inan
Adeta aslan kesiliyor pınarın başında duran
Sizler değil bizleriz bir portakal misali soyulan
Uyan ey avam tabakası artık sende sen de uyan
Zaten kalmadı bizleri insan yerine bile koyan
Hani var mı hiç arayıp da ne yapıyorsun diye soran Kimseye inanma arkadaş borçlu doğuyor her doğan
Kendilerine gelince dakikada oluyor olan
O suyu ben kurutmadım suçlusu orada oturan Ağa havuzunu akıtmayın faydalansın tüm vatan Soruyorum kendime var mı diye bu feryadı duyan
Fukara emekli bir soğanı alamazken pazardan Bak bizim beyler jaka atıyorlar hem de hiç durmadan Uyanın arkadaşlar uyanın hayır gelmez bunlardan
Bakın geçinemez olduk bir şeylerimizi satmadan
Satarken tükenip bitmedi şu elimizdekileri Merak ediyorum biterse bunlar satarız neleri
Bir şeyler çiğnemekten döküldü bu milletin dişleri
Kemer sıkarken incecik oldu fukaranın beli