İTİBAR SERVETE


Bir an düşünelim dünya malı dünya da kalmasaydı
Şu yalan dünyada veraset denilen şey olmasaydı
Mal ve para diye ölümler olmaz kalpler kırılmazdı
İnsanlığa zulüm servete itibar asla olmazdı
Görkemli merasimle beni bir güzel defin ettiler
Toprak doyursun gözünü diye üzerimi örttüler
Attılar üzerime o toprağı birde çiğnediler
Geride kalan mallar için birbirlerini yediler
Şu alemde ne kötü günler gördüm nede çok çileler
Yakınlarım öldü de kurtulduk diye çok sevindiler
Musalla taşından kaçmasın diye başımı beklediler
Kapatınca gözlerimi herkese ziyafet çekdiler
Hani beni çook severdiniz nerede o sevgiler
Anladım ölümle beraber başlıyor tüm ziyafetler
Salası kabir duası kırkı elli ikisi derler
Kurtulduk diye ziyafet üstüne ziyafet çekerler
Ama sonra rahmet kelimesini bile esirgerler
İşte böle unutulup gitti kimler kimler niceler
Fakir fukaraya verilmeyen parayı devir derler
Bu nedenle yalancı dünyayı zalim dünya dediler
Aslında dünya da zalim acımasız olan bizleriz
Cenaze evine yemek yemeye koşarak gideriz
Halin nedir dostum paran pulun var mı asla demeyiz
Eskiden komşudan giderdi ölü evine yemekler
Hani nerede kaldı o güzel adet ve gelenekler
O güzel geleneklerimizi bizden kapmış kafirler
Onlar cenazelerini yardımlaşa defin ederler
Bizde ise yemeğimiz yetmedi az daha ver derler
Elbet bu toplum bir gün unutacak tüm gelenekleri
Ben zaten göremem şu dünyayı geriden gelenleri
Sakın siz etmeyin toplumu bizlerin ettiklerini
Allah ihsan hidayet versin insanlığın cümlesini
Zamane insanları ediyor hep servete itibar
Biliyorsunuz aşılmaz tüm dağları bile su aşar
Paran varsa dost düşman cümle alem hep yanına koşar
Yoksa servetin dostu bulamaz olursun bir sahtekar
Nedense biz servetli olanı uçururuz hep havada
Zenginler ıstakoz avlarlar serapta kızgın kumlarda
Neden balık takılmıyor oltama koca okyanus da
Oda biliyor nasıl gelsin hiç yem yok bizim deryada
Fukaralar alışkındır parasız pulsuz yaşamaya
Bizde o itibar sadece mala servete paraya
Giden belki sekiz metre kefenle gidiyor oraya
Sende götüremeyip bırakacaksın işte buraya
O bir metre kareyi nasıl sığdıracaksın malına
Her şey emanet verilmiş bu dünyada insanoğluna
İsterdim geriye dönüp görmeni o mal varlığına
Elbet gün gelecek o mallar uğrayacak hep talana
Bu dünyada ne yaptınsa o kalacak senin yanına
Erdemli ol kıyma hiçbir zaman bir canlının canına
Zenginde fukarada hep çekecek gabir azabına
Bizler şükredelim emaneti bize veren TANRI ya
Yunus diyor geldim şu dünya denilen sahte pazara
Bakın aldım kefenimi dönüyorum artık mezara
Dostum bu Pazar sana da kalmaz umitlenme boşuna
Kısacık ömür dilimi değer mi hiç gönül kırmaya
Acaba neden getirmişler bize bu süslü pazara
Sanki unutmuş insanlar gidecekleri o mezara
Bu dünyanın altı da var varalım dostlar bizde farkına
Dün var olanlar bu gün nerede arama hiç boşuna
Kim neden niye getirmiş bizleri bu yalan dünyaya
Yaratanım anlımıza yazmış çile dolu yazıya
Ah bir okuya bilsek şu anıllarında ki yazıya
Durmadan kazacak insalarımız kendi mezarlarına
Şu yalan dünyada veraset denilen şey olmasaydı
Mal ve para diye ölümler olmaz kalpler kırılmazdı
İnsanlığa zulüm servete itibar asla olmazdı
Görkemli merasimle beni bir güzel defin ettiler
Toprak doyursun gözünü diye üzerimi örttüler
Attılar üzerime o toprağı birde çiğnediler
Geride kalan mallar için birbirlerini yediler
Şu alemde ne kötü günler gördüm nede çok çileler
Yakınlarım öldü de kurtulduk diye çok sevindiler
Musalla taşından kaçmasın diye başımı beklediler
Kapatınca gözlerimi herkese ziyafet çekdiler
Hani beni çook severdiniz nerede o sevgiler
Anladım ölümle beraber başlıyor tüm ziyafetler
Salası kabir duası kırkı elli ikisi derler
Kurtulduk diye ziyafet üstüne ziyafet çekerler
Ama sonra rahmet kelimesini bile esirgerler
İşte böle unutulup gitti kimler kimler niceler
Fakir fukaraya verilmeyen parayı devir derler
Bu nedenle yalancı dünyayı zalim dünya dediler
Aslında dünya da zalim acımasız olan bizleriz
Cenaze evine yemek yemeye koşarak gideriz
Halin nedir dostum paran pulun var mı asla demeyiz
Eskiden komşudan giderdi ölü evine yemekler
Hani nerede kaldı o güzel adet ve gelenekler
O güzel geleneklerimizi bizden kapmış kafirler
Onlar cenazelerini yardımlaşa defin ederler
Bizde ise yemeğimiz yetmedi az daha ver derler
Elbet bu toplum bir gün unutacak tüm gelenekleri
Ben zaten göremem şu dünyayı geriden gelenleri
Sakın siz etmeyin toplumu bizlerin ettiklerini
Allah ihsan hidayet versin insanlığın cümlesini
Zamane insanları ediyor hep servete itibar
Biliyorsunuz aşılmaz tüm dağları bile su aşar
Paran varsa dost düşman cümle alem hep yanına koşar
Yoksa servetin dostu bulamaz olursun bir sahtekar
Nedense biz servetli olanı uçururuz hep havada
Zenginler ıstakoz avlarlar serapta kızgın kumlarda
Neden balık takılmıyor oltama koca okyanus da
Oda biliyor nasıl gelsin hiç yem yok bizim deryada
Fukaralar alışkındır parasız pulsuz yaşamaya
Bizde o itibar sadece mala servete paraya
Giden belki sekiz metre kefenle gidiyor oraya
Sende götüremeyip bırakacaksın işte buraya
O bir metre kareyi nasıl sığdıracaksın malına
Her şey emanet verilmiş bu dünyada insanoğluna
İsterdim geriye dönüp görmeni o mal varlığına
Elbet gün gelecek o mallar uğrayacak hep talana
Bu dünyada ne yaptınsa o kalacak senin yanına
Erdemli ol kıyma hiçbir zaman bir canlının canına
Zenginde fukarada hep çekecek gabir azabına
Bizler şükredelim emaneti bize veren TANRI ya
Yunus diyor geldim şu dünya denilen sahte pazara
Bakın aldım kefenimi dönüyorum artık mezara
Dostum bu Pazar sana da kalmaz umitlenme boşuna
Kısacık ömür dilimi değer mi hiç gönül kırmaya
Acaba neden getirmişler bize bu süslü pazara
Sanki unutmuş insanlar gidecekleri o mezara
Bu dünyanın altı da var varalım dostlar bizde farkına
Dün var olanlar bu gün nerede arama hiç boşuna
Kim neden niye getirmiş bizleri bu yalan dünyaya
Yaratanım anlımıza yazmış çile dolu yazıya
Ah bir okuya bilsek şu anıllarında ki yazıya
Durmadan kazacak insalarımız kendi mezarlarına